TEK KAREDE BÜYÜK TAARRUZ

Kült ve çok bilinen görseldir. Kocatepe’de Atatürk silüeti. Neden tek başına bu görselle betimlenir Büyük Taarruz?
Bugünkü sayısal ortam bolluğunun o dönemdeki eksikliği bir neden olabilir mi?
Ya da fotoğrafçı mı yoktu?
Yoksa başka bir neden mi?
Bundan 100 yıl önce deklanşöre basmak bugünkü gibi kolay değildi. Filmi yıkayıp karta ya da başka bir nesneye basmak bir yana. Fotoğraf makinesinin içine konacak film makarası ya da benzeri nesneler şimdiki gibi bol değildi. Çok gereken durumda bile fotoğrafçının eli deklanşöre basarken titrerdi. Ama, ipucu olsun diye söyleyelim. Yeterince, en azından şimdiki yokluğu giderecek kadar film gereci vardı elde.
Yokluk yıllarında Kurtuluş Savaşı veren Türk ordusunun subay rütbesinde fotoğrafçıları da eksik değildi. En azından Etem Tem ve Esat Nedim Tengizman bu görevin özverili emekçileriydi.
Her ikisi de eldeki olanaklar ve gereçler ölçüsünde fotoğrafladılar Milli Mücadele’yi. Özellikle, Türk ordusunun 15 günde 450 kilometre yol alarak Yunan’ı İzmir’de denize dökerek taçlandırdığı Büyük Taarruz görüntülenmemiş değildi.
Kült fotoğraf, ordu İzmir’e doğru ilerlerken Uşak’ta 2 Eylül günü ahırdan bozma bir karanlık odada banyo edildi. Ordunun hızına yetişmek için oyalanılamazdı. Geri kalanlar için İzmir’e varılması beklendi.
Etem Tem İzmir’de ilk iş olarak bir fotoğrafçı buldu. Bir Rum’a ait olan bu fotoğrafhanede banyo edilen makaraları gören Tem derin bir oh çekti. O zaman şimdiki gibi değildi. Deklanşöre basma hakkı sınırlıydı. Dolayısı ile sınırlı ve kısıtlı basışlardan olabildiğince hatasız ve kusursuz kareler elde edilmeliydi. Görevini başarıyla yerine getirmiş olmanın iç huzuruyla tamamladı günü Tem. Baskıları ertesi günü almak üzere ayrıldı fotoğrafhaneden.
Ertesi günü fotoğrafhaneye geldiğinde yaşamı boyunca başına gelebilecek en büyük yıkımla baş başa kalacağını elbette kestiremezdi. Büyük İzmir yangını İzmir’i yakmakla kalmamıştı. Yanan fotoğrafhanede Büyük Taarruz’un görsel arşivi de kül olmuştu.
Kuşkusuz önemli yitiktir İzmir yangınında kül olan görseller.
Geriye kalan Kocatepe’de Mustafa Kemal Paşa siluetine belki de bu nedenle çok iş düşmüştür. Yontularda, kabartılarda, rozetlerde, subayların kalbinin üzerindeki madalyalarda yaşamıştır bu kült kare.
O da olmasa ne olurdu?
Elbette, Kurtuluş Savaşı da o savaşın başkomutanı Mustafa Kemal Paşa da değerinden hiçbir şey yitirmezdi.
Hem Türkler hem orduları hem de orduların başındaki Mustafa Kemal Paşa değil bir, binlerce fotoğraf karesine sığamayacak büyüklükte iş yapmışlardı.
Anılarına saygıyla…
Ruhları şad olsun!
30 Ağustos kutlu olsun!