DEMOKRATİK KATILIM YÖNETİMİNDE İZMİR TABİP ODASI NEREYE KOŞUYOR?

Salgın seçimle boş kaleye gol atarcasına 2020-2022 dönemini güvence altına alan İzmir Tabip Odası yönetimi (Demokratik Katılımcı Hekimler) özgüvenini artırmış görünüyor.

Küresel salgın pek çok olumsuzluğun yanında olumlu sonuçlara da yol açtı. Bunlardan birisi maskeleri düşürmesidir. Taktıkları maskenin ardında gizli gündemlerinin izleyicisi olanlar koronanın düşürdüğü maskelerinin ardından kamuoyunun karşısına gerçek yüzleriyle çıkmak zorunda kalacaklar. Başka deyişle korona “kral çıplak” diyerek önemli bir hizmet sunmaktadır.

“Yasal zorunluluk” uydurmacasıyla perdelenen salgın seçimde 970 kişiyi bir araya getirmekten kaçınmayan, bu sorumsuzluğu pişkince karartanlar İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışından kaygı duyduklarını ifade edebiliyorlar.

Bağlantıdaki habere göz atarsanız yapmacıklığın farkına varmanız güç olmayacaktır. Fuarın açılışı içinde bulunduğumuz salgın koşullarında elbette eleştiriye konu olur, olmalıdır. Ancak, haberin siteye konuluş tarihi 5 Eylül 2020’dir. Fuar ise bir gün önce çoktan açılmıştır. Ayrıca, bilebildiğimiz kadarı ile İzmir Tabip Odası İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi izleme kurulunda yer almaktadır. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın 4 Eylül’de açılacağına ilişkin haberler haftalar önce basında yer aldığına göre fuar açılışına tepki için neden bu kadar beklenmiştir?

http://www.izmirtabip.org.tr/news/4754

Nedeni çok açıktır!

Karşı çıkar gibi yapmak! Bunu yaparken 2 ay önce salgın koşullarına aykırı genel kurul yapmak da İEF’e karşı durur gibi yapıp günü kurtarmak da sıradan ilkesizlikle açıklanabilir. Ya bu yolla Oda’nın saygınlığına düşürülen gölge!

Onu hiç sormayın!

Yazının başında Oda yönetimine egemen olan yapının özgüven kazandığından söz etmiştik.  İbretlik bir örnekle sürdürelim!

Kendisi genel kurul yapıp İEF’e tepki gösterir gibi yaparak “salkımı kendisine, talkını başkasına veren” anlayış 1 Eylül’de Dünya Barış Günü gerekçesiyle salgın koşullarını hiçe sayarak duygularına yenik düşmekle kalmadı!

Türkiye’nin başta gelen dertlerinden birisi olan bölücü-ayrılıkçı terörün siyasal düzlemdeki uzantısı HDP ile kol kola olmakta sakınca görmemiş oldu özgüven patlaması güdümündeki Oda yönetimi!

Hem salgın koşullarını hiçe saymak!

Hem de Türkiye düşmanı siyasi akımla yan yana gelmek!

İkisi bir yerde!

Yazının sonunda filmi geriye saralım!

Bugünkü Oda yönetimine egemen olan anlayış 2019 yılı 14 Mart’ında ayağının tozuyla düzenlediği ilk törende meslekte 40 yılını doldurmuş meslektaşlara verilen plaketlerden Atatürk görselini kaldırmakla başlamıştı işe!

Oda yönetimindeki Demokratik Katılımcı Hekimler topluluğunu kendilerini temelde sosyalist olarak tanımlayan ama hemen her eğilimden düşünceye yer veren geniş yelpazeli bir oluşum olarak nitelemek olasıdır.

Ancak, bu geniş yelpazeli oluşumda ulusal değerlere ve kurtarıcı, kurucu ve devrimci Mustafa Kemal Atatürk’e ilgi yerine ayrılıkçı-etnikçi eğilime olan önü alınmaz tutku bir rastlantı olabilir mi?

Sorunun yanıtını söze değil eyleme bakarak sizler verin!

Umarım ve dilerim İzmir Tabip Odası nereye koşuyor sorusuna az ve öz yanıt verebilmişizdir!