Hekim sendikacılığı – 2

“Hekimlerin hakkı ödenmez!”

Bir övgü ve yücelik söylemidir,

mecaz da olsa!

Ancak mecaz anlam gerçeğe dönüştü.

Ve hekimlerin hakkı ödenmedi.

Aralık ayına tam bir maaş iyileştirilmesi

gündeme geldi.

Sonra bazı gruplar karşı çıktı.

Bir şarkı sözünü anımsatsa

“Ellere var da,

bize yok mu?” gibisinden!

“ya hep,

ya hiç” yaklaşımı.

Kazandılar.

İyileştirme sümen altı edildi.

Hekimlerin hakkı yendi.

Son asgari ücret rakamları

açıklandıktan sonra görüldü ki;

Hekim olmanın,

uzun yıllar eğitim görmenin

ve hatta uzmanlaşmanın

kıymeti harbiyesi kalmadı.

Hekim emeğinin asgari ücret

ölçütüne göre maaşı eridi hekimlerin.

Yapılan iş yönünden;

beş dakika da bir hasta

muayenesi dayatması,

hekimlik uygulaması ölçütleri ile

 açıklanamayacak bir akıl tutulması.

Ama gerçek bu.

Sosyal medyada bazı hekimlerin

“Sendikalaşmazsak işler değişmez” anlayışı

gündeme oturdu.

Bu tutuma yol açan nedenler de vardı üstelik.

Hekimler özerkliğini kaybetti.

Özerlik kaybı ile

yeni bir arayış başladı.

“Haydi birlik olalım!”

“Güç birliği kuralım!”

Nasıl?

Türk Tabipleri Birliği gibi

köklü bir örgüt varken

Niye sendikacılık hareketi?

Büyük sorun;

Birlik içinde teklik!

Tam uyumlu bir örgütlenme;

hele çok sayıda uzmanlık alanlarına

ayrılmış hekimlik alanında.

Mümkün olmasa da

asgari müşterek dediğimiz konular

söz konusu ise irade gösterilip

örgütlenme gerçekleştirilebilir.

ASGARİ MÜŞTEREK: HEKİM HAKLARI

En temel asgari müşterek: Hekim Hakları.

Hekimler haklarının peşine düşmeli ve

savunmalı, birlik olmalı!

Hele pandemi ile geçen iki yıl içinde;

Hayatın ne kadar anlamsız!

ve hekimlerin kahraman olduğu vurgulandı hep.

Ancak toplum nezdinde

bu durum farklı algılandı.

Hemen hemen herkeste aynı düşünce;

“Hayat çok kısa!”

hastalarda da,

Hekimlerde de aynı ruh hali.

Bunun anlamı; hiçbir şey iş geç değil,

İnsan sevdiklerine zaman ayırmalı,

onlarla vakit geçirmeli,

hayatın tadını çıkarmalı.

Nasıl mümkün olmadığını yaşadık.

Hekimlerin yükünün artırılması,

Yeterli iyileştirmelerin yapılmaması ile.

Bu durum, aynı zamanda

bireyselleşmeye giden yolu da açtı.

Bireyselcilik çıkar yol değil.

Meslek olarak hayatta kalmak ve

sürdürebilmek için mesleği.

haklarımızın takipçisi olmak için

birlik olmak elzem.

Sağlık sistemini yeniden düzenlemek için,

hekimlere düşük ücretle çalıştırma

dayatmalarına karşı,

sık aralıklarla  bir hasta bakmaya karşı

– hem hekim, hem de hasta hakları açısından-

Şiddete dur demek için,

Malpraktise tutulmamak için,

Aşırı tazminat mağduru olmamak için;

Döner sermaye,

nöbet paraları,

Uzun ve ağır çalışma şartları-Nöbetler gibi-için.

Birlik olmak ve hak aramak esas.

Son dönemlerde kamudan özellere kaçış çok.

Gençlerin gözü ise yurt dışında.

Acaba bu kez birlik olabilecek miyiz?

Zorlukların üstesinden gelinebilecek mi?

Umudumuzu yitirmeyelim ama;

Hekimlerin çoğu:

mesleklerini sevdiklerine,

ve haliyle hasta muayenesi ile

ilgilenmeye odaklanmak

istediklerine inanıyor.