AMED TÖK (?)

Yazıya konu olan durumu dönüp dolaşıp tartışmak bu konuda bir arpa boyu yol alınamadığının canlı göstergesidir.

Türkiye’nin siyasi ortamına egemen olan durum başka pek çok kurum ve kuruluş gibi TTB’ye de can simidi oldu! Buna eklenen “TTB Kapatılmalı” türünden akla zarar sözler TTB’yi etnik bölücülüğün arka bahçesine dönüştüren anlayışı iyiden iyiye rahatlattı.

Salgından kaçırılan katılımsız seçimlerle bir dönem daha güvence altına alınan iktidar başlangıçta utangaç davransa da gerçek yüzünü sergilemeye başladı diyebiliriz.

Görsele göz atmanızı diliyoruz!

AMED TÖK (?)

İlk bakışta ayrıntıda gizlenmiş olan şeytanı fark etmiş olduğunuzdan kuşku duymuyoruz.

“AMED TÖK”!

Amed’i açıklamaya gerek yok!

TÖK ise, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ne bağlı olarak etkinlik gösteren Tıp Öğrencileri Kolu’nun kısaltması.

Kim bilir kaç kez yazdık!

Türk Tabipleri Birliği 6023 sayılı yasayla kurulmuş bir kamu kuruluşudur!

Dağda, bayırda, kırda, ovada isteyen istediği dili kullanabilir.

Ancak!

Türkiye Cumhuriyeti’nin yasasıyla kurulmuş ve dolayısı ile yasaya bağlı olduğu varsayılan bir kurumun seçilmiş de olsa yönetiminin dil birliği ilkesine aykırı davranması gibi bir seçeneği olamaz!

Görseldeki afiş TTB imzasıyla paylaşılmıştır. Aynı görsel İzmir Tabip Odası sosyal medya hesabında da yayımlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği, dirliği ve bütünlüğü bağlamında son derece önemli olan bu ayrıntıyla ilgili olarak TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri ile İzmir Tabip Odası Başkanı’na doğrudan ulaşılarak dikkatleri çekilmiş ve konuya ilişkin görüşleri sorulmuştur!

TTB MK Genel Sekreteri konuyu araştırıp geri bildirimde bulunacağını ifade ederken İzmir Tabip Odası Başkanı ise TTB’den gelen duyuruya aracı olduklarını bildirmiştir.

Özetle, TTB cephesinde değişen bir durum yoktur.

Biz de Cumhuriyetçiyiz, biz de Atatürkçüyüz söylemlerinin iş eyleme gelince yerini eski hastalıklara bıraktığı açıktır!

165 bin hekimin meslek kuruluşunun, olması gereken çizgiye getirilmesi her hekimin önceliği olmalıdır. Buna bağlı olarak hekimlere düşen bireysel sorumluluk göz ardı edilmemelidir.

Bu doğrultuda yapılacak şey basittir.

Katılımcı olmak ve bu yolla TTB’de kendisini göstermiş olan yanlışlığa son vermek!

Ezici çoğunluğunun Tıbbiyeli ruhuna sahip olduğundan kuşku duymadığımız Türk hekimlerine güveniyoruz!

Saygılarımızla…

İZMİR HEKİMGÜÇBİRLİĞİ